Kent Kültürü ve Demokrasi Derneği Kentlilik Bilinci Aşılıyor 15 Haziran 2016, 19:11
Geçtiğimiz günlerde “Anayasacılar Öneriyor, Halkımız Tartışıyor” panelini düzenleyerek Anayasa uzmanlarını Kartal’da ağırlayan derneklerden birisi olan Kent Kültürü ve Demokrasi Derneği’ni dernek başkanlığını yapan CHP İstanbul 1. Bölge Milletvekili adayı Metin Ağırman ile konuştuk. Özellikle kent bilincini oluşturarak birlikte yaşamı geliştirmek için eylem ve etkinlikler yapan Kent Kültürü ve Demokrasi Derneği kent kültürünü yaygınlaştırarak tüm Türkiye’ye ulaştırmaya çalışıyor.
Her kentin kendine göre bir kültürü var
Kent Kültürü ve Demokrasi Derneği’nin amaçlarını bizlere anlatan Ağırman şunları söyledi. “Kentte yaşayan insanların kentlilik bilincini oluşturmakta birlikte yaşam, sosyal yaşam düzenli bir arada yaşamı geliştirmekte olan bir yapılanmanın meydana gelmesi gerektiğine inanıyoruz. Özellikle kente yerleşen birçok kesimin kentlilik bilinci yerine yöresel ağırlıklı bir kimlik taşıyarak herkes kendi bölgesini yaşama noktasında bir inadı var. Kentinde kendine göre bir kültürü var. Her kent yıllar öncesinden kurulmuş kentin gelişmesi noktasında göçleriyle beraber kentin nüfusu artmış, kentin coğrafi olarak sınırları genişlemiş fakat o kentin kültürünü alma noktasında ise insanlar kendi kültürünü kente yerleştirme noktasında hareket etmiş. Bu kentlerin kendilerini var eden değerler yıllarca sürmüş ve halen gelişmektedir. Bu kente sahiplik açısından yerleşen insanları kentlilik bilincini içine sindirerek birlikte bu kent için ne yapabiliriz veya bu kentin sağladığı birçok faydayı nasıl ortak halde kullanabiliriz bunlar önemli. Kentin içinde yaşayan herkesin katılımcılıkla beraber ortak kararlarda üretmesi gerekiyor. Alınan kararlar içerisinde kentliyse, kentin sahibi ise bu kentin içinde yaşayan her insanında alınan kararlarda katılımcılık ilkesini de biz işlemek istiyoruz. Bireysel bazı hareketlerin yada öncülerin belki kent için çok önemli düşünceleri olabilir ama burada o düşünce yaşayan insanlara bu paydaş edilmez ise anlaşılmayabilir de. O yüzden her anlamda demokratik kültüründe gelişmesi için bu kentin içerisinde yaşayanların kararlara katılımı, oluşan kararların kabulüyle beraber kabul olan kararları uygulamada sağlamaları gerekiyor. Bir disiplin oluşturulması lazım. Bugün birlikte yaşadığımız bu topraklarda kentlerin sınırlarını özellikle belirleyen coğrafik anlamda idarenin vermiş olduğu sınırlamaların vermiş olduğu Türkiye’de çok büyük kentler var. Halada kentler oluşuyor, büyüyor ve çoğalıyor. Zaten dünyanın da bu anlamda bir gelişim süreci var. Kentler çağdaşlığı, kentler gelişimi medeniyeti ortaya koyan bir organik yapılanması var. Sürekli gelişen bir yapısı var. O yüzden büyük kentlerde yaşayan insanların birbirleri ile olan ilişkilerini geliştirmekte kentliye kentlinin birbirine karşı olan sorumluluklarını hatırlatmakta, kente karşı sorumluluğu hatırlatmakta, çevreye karşı olan sorumluluğu hatırlatmakta Kent Kültürü ve Demokrasi Derneği görev almıştır. Tabi birde demokrasi var. Yaşam düzenini sadece idarenin belirlemesi değil o kent içerisinde belli bir yaşamı sürebilmesi için demokratik bir takım katılımcılık ilkesi doğrultusunda insanlarında kararlara katılması gerekiyor”
Kent Kültürü ve Demokrasi Derneği, Kentin her alanında oluşan sorunlara projeler üreterek öneriler sağlamayı görev ediniyor
Kısaca derneğin misyonundan bahseden Ağırman, “Kentlerin kurulmasıyla başlayan kent ve kentlilik kavramını inceleyerek, modern, çağdaş kentleşmenin tarihsel sürecini araştırarak çağdaş demokrat kent ve kentlinin en anlaşılır bir biçimde algılanmasını sağlayacak bilimsel, sanatsal, kültürel, eğitsel çalışmalarda bulunarak demokratik kültürün, demokrasinin kentlere yerleşmesini sağlamaktır” dedi. Derneğin öncelikleri ve hedefleri hakkında bilgiler veren Ağırman şunları söyledi. “Kentlerin doğal, kültürel ve tarihi mirasını koruyup geliştirerek, tarihsel kimliğin öne çıkarılmasını sağlamak adına; bu mirasa ait eser ve mekanlar ile elle tutulmayan sadece yaşanan kültürel mirasın korunmasını sağlayıcı öneri projeler hazırlamaktır. Kent içi ulaşım sorunu kenti en çok meşgul eden konudur. Bu sebeple kent Trafik akışının hızlı ve güvenli bir şekilde sağlanabilmesi için otoparkların yaygınlaştırılarak sayılarının artırılması; Teknolojik imkan ve bilimsel gelişmeler ile yeniliklerden kentlerin en üst düzeyde yararlanılmasını sağlayarak, kentlerden keyif alınan ve mutluluk duyulan daha yeşil, daha temiz, daha sağlıklı mekanların oluşmasın yönelik öneri projeler hazırlamaktır. Kent ve kentlinin ihtiyaca duyduğu proje ve hizmetlerin AB kabul edilen kent ve kentli haklarının belirlediği çerçeveye göre modelleyerek; estetik, etkili, verimli, kaliteli ve ekonomik bir şekilde kentlerin hizmetine sunulmasına önderlik etmektir. Çevrenin ve çevre ile ilgili konuların, kamuoyu gündeminde daha çok yer bulması sağlayarak, kent sakinlerinin çevre bilincini artıracak etkinlik ve faaliyetlere öncülük yapmak bu konuda yapılacak tüm çalışmalara destek vermektir. Her türlü kirliliği oluşmadan önlemek, tüm kirletici parametreleri dünyaca kabul edilmiş limit değerlerin altına çekmek, kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarını dünya normları seviyesine yükseltilmesini sağlamak önceliklerimizdir. Doğal afetlerin ve onların getireceği zararları en aza indirgeyecek toplumsal bilinçlenmeyi ve dayanışmayı sağlamak önceliklerimizdir. Kentsel dönüşüm adı altında yapılmaya çalışılan dönüşümün yapısal bir değişiklikle sınırlandırılması kentliye ve kentlilik kavramına yapılan en büyük darbe olduğunu düşünüyoruz.. Kentsel dönüşümün tüm boyutlarıyla yeniden değerlendirilerek halkın önüne konulması gerekir. Bu sebeple halk yerel veya genel yönetim ile üniversitelerin bir araya gelerek oluşturduğu bir çalışma başarı getirecektir. Biz dernek olarak bu tutumun geliştirilmesine öncülük edeceğiz. Yerel ve genel yönetimlerden Kentin çok merkezli, fonksiyonel bir yapıya kavuşturulması, dengeli olarak gelişiminin sağlaması, doğal kaynaklarının kullanımında gelecek nesiller adına koruma-kullanma dengesinin gözetilmesi yönünden projelerin ve uygulamaların oluşturulması önceliklerimizdedir. Kent içi kararların; daha katılımcı bir şekilde şeffaf anlaşılır olmasına dikkat edilecektir. Korumasız ve dezavantajlı gruplara, kadın, çocuk ve gençlere, ekonomik ve sosyal avantajlar ile eğitim desteğin oluşturulmasını sağlayarak kent yaşamı ile bütünleşmeleri önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik projeler önceliğimiz olacaktır. Kette yaşayan tüm gruplar dahil olmak üzere kentin tüm paydaşlarının kentle ilgili karar verme süreçlerine dahil edilmesine yönelik yerel gündem 21 uygulamaların yaygınlaştırılmasına önem vermektir. Kent Toplum sağlığı ve refahı ile ilgili hizmetlerin geliştirilmesine ve yaygınlaştırılmasına önem verilmesine öncülük etmektir”
Terör empoze ediliyor
Kentlerde yaşayan düşük gelirli insanların kent içerisinde temsiliyeti olmamasından dolayı insanların sistem dışı eylemler gerçekleştirdiğini belirten Ağırman, “Büyük kentlere terör empoze ediliyor, enjekte edilmeye çalışılıyor ama terörün odak noktası aslında kıt kaynaklarla hayatını devam ettirmeye çalışanların gelişmiş kentlerde olan haklarının, sınıfsal mücadelesinin yada bulunduğu kültürün içinde yaşadığı dünyasının temsili olamayışından kaynaklanmadır. Sadece temsiliyetin ötesinde onları kırabilecek en önemli şey gelişimdir. Ekonomik, bilgi, sevgi, sosyal anlamda kucaklayan bir yapının olmasıdır. Eğer bu yapı olmazsa tabi ki kendisini sistem dışı olarak gören insanların yapacağı şey sistem dışılık bir hareket içerisine gireceklerdir. Onun için bunlara dikkat edilmesi lazım” dedi.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunuyor
Geçtiğimiz hafta sonu yapılan “Anayasacılar Öneriyor, Halkımız Tartışıyor” paneli hakkında düşüncelerini paylaşan Ağırman, “Özellikle Türkiye’de insanların bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmalarından kaynaklı bir eksiklik yaşıyoruz. Sürekli bir taraf yaratan sistemin bilgiyi itelediği sadece ve sadece nefreti ve kini pompalayarak Türkiye’de bir iktidar yaşantısı görüyoruz. Türkiye’de insanların bilgisi olunca, bilgi sahibi olan insan yanlış yapmaz. Bilgi sahibi olan insan bir vebal içindedir. Bir insan yaptığından nasıl sorumlu olur? Bilmesinden dolayı sorumlu olur. Bilmeyen insan sorumlu olamaz. O yüzden insanların bilgiyi, ilgiyi ve sevgiyi kucaklamaları lazım. Biz Kartal’a bilgiyi getirdik. İlgiyi Kartal’dan ve diğer ilçelerden gördük hepsine teşekkür ediyorum. Şimdi bilgiyi ve ilgiyi severek birbirimizle buluşmayı ondan sonrada ne yapacağımızı konuşmayı başarmak zorundayız. Biz bu paneli tek başımıza yapmadık. Kartal Hukukçular Derneği’de vardı Sayın Ümit beye de buradan teşekkür ediyorum. Anayasa Hukukçular Araştırma Derneği var buradan Sayın İbrahim Kaboğlu’na da teşekkür etmek istiyorum. Bir çalışma yapıldı daha çok çalışmalarda olacak. Sadece bir tek birilerinin önermesiyle ortaya çıkan anayasa önerisi olamaz. Ama kürsülerden hocaların Türkiye’de gördükleri eksiklikleri nasıl giderebiliriz diye önerdikleri bir anayasa taslağıdır. Demokratik bir biçimleme anlayışı gelişmezse Türkiye’de her söyleneni kabul eden bir yapı olur o da bizi korkutuyor. Gittikçe karar veremeyen bir toplum olmaktan çıkmak zorundayız. Yeni bir anayasa yapmak isteyenlerin mevcut anayasayı kabul etmemeleri değil mevcut anayasayı daha demokratik bir anayasa yapmak zorundadırlar. Bu şekilde daha katılımcı olacaktır, daha inandırıcı olacaktır diye düşünerek biz bu paneli gerçekleştirdik” dedi.
“Demokratik hak ve özgürlüklerin tam olarak hissettirilmesi gerek”
Yeni anayasa ve başkanlık sistemi hakkında düşüncelerini bizlere aktaran Ağırman, “Osmanlı döneminde başkanlık yerine halifelik vardı. Halife buyuruyor anayasa yapılıyor. Halifenin vermiş olduğu kararın üstünde başka bir kurul yok. Ama tabi ki oradaki toplumun direnci Osmanlı’da bile demokratik hak ve hukukun gelişmesi noktasında önemli bir gelişme süreci yaşanmıştır. Islahat Fermanı ile başlayıp Tanzimat Fermanı ile devam eden daha sonra 1. Meşrutiyet, 2. Meşrutiyet bunlar Osmanlı içerisinde bir Avam meclisi oluşmasına daha sonra Türkiye’de demokratik eylemlerin gelişmesine belki alt yapı olarak zemin hazırlasa da Türkiye tekrar o noktaya geri dönmedi. Mustafa Kemal bu ülkeyi kurduğunda tek başına başkanda olabilirdi hatta kendini halife de ilan ettirebilirdi. Böyle bir ortamda hazırdı. Ama şöyle bir durum var. Demokratik bir Türkiye Cumhuriyeti’ni buluşabilmesi için çok partili sisteme geçmiş yine anayasanın tabi ki kurucu meclisin yapmış olduğu bir takım dönemin gerekliliğine ait şeyler yapılsa da bugün artık parlamenter sistemin Türkiye gibi bir ülkede önemli noktalara getirilmesi gerekiyor. Başkanlık sistemi Türkiye’de birleştirici olamayacağı aşikardır. Buyurarak, emir vererek, biat ettirerek Türkiye’deki toplumu bütünleştiremezsiniz. Toplum kendini hissettirebileceği bir alan istemektedir. Bir kişi ne beni ne sizi ne de bir başkasını temsil edemez. Ancak sizin içinizdeki insanları yani kendi bölgelerinizdeki insanları seçerek bazı şeyleri yapabilirsiniz. Amerika’da birleşik devletlerin içerisinde de kendini hissettirebileceği senatörünü falan seçiyor. Kendisi ile ilgili olan kararı verecek kendi içinden insanları var. Peki Türkiye için ne görülüyor? Önümüzdeki günlerde başkanlık sistemi ile birlikte eyalet sistemi mi var? Bunu da açıklamaları lazım. Türkiye’de başkanlık sistemi diyerek çeşitli illerin vesayet içerisinde o zaman senatörü de olması lazım. başkanlık sistemi içerisinde en azından dengeleyecek, yargılayacak bir sisteminde olması lazım. Cumhurbaşkanı şuanda kendi sınırları dışına çıkmıştır ama bu Türkiye’de şuan yasamayı, yargıyı yürüten insanları ilgilendirmemektedir. Herkes kafasını kuma sokmuştur. Ama böyle bir sistem geldiğinde ona da dokunacaktır. Çünkü sistem değişecektir. Bu süreç rejime doğru gidecektir. O zamanda çok ciddi tartışmalar meydana gelecektir. Bu çelişkileri aşmak içinde doğru bilgiye ihtiyaç vardır. Doğru zamanda insanların iş yapmasına ihtiyaç vardır. Bu zamanda anayasa yapmak doğru değildir. Anayasa içerisinde demokratik hak ve özgürlüklerin tam olarak hissettirilmesi gerekmektedir” dedi.
DIĞER HABERLER
-
NEDEN GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM PANELİMİZİN SONUÇ RAPORLARI KİTAPÇIĞI YAYINLANDI
30 Eylül 2022, 23:04 -
Kent Kültürü ve Demokrasi Derneği, "Neden Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem?" başlıklı bir panel düzenledi
20 Haziran 2022, 17:04 -
Kent Kültürü ve Demokrasi Derneği, "Neden Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem?" başlıklı bir panel düzenledi
20 Haziran 2022, 16:44 -
2022 YILI ÜYELER BULUŞMASI KARTAL'DA GERÇEKLEŞTİ
21 Mart 2022, 22:25 -
ADİL DÜNYA DÜZENİNDEN BEKLENTİLERİMİZ
21 Mart 2022, 22:22 -
KATILIMCI KENT VE KATILIMCI YEREL YÖNETİMİN ADIMLARI NASIL OLMALI?
21 Mart 2022, 22:21 -
YEREL YÖNETİMLER ve DEMOKRASİ
21 Mart 2022, 22:20 -
ÜLKE TOPRAKLARIMIZ SATILDIKÇA, ÜRETİMLER AZALIR DIŞA BAĞIMLILIK ARTAR
21 Mart 2022, 22:20 -
DERNEĞİMİZİN “KENT KÜLTÜRÜ VE DEMOKRASİ” ANKETİNİN SONUÇLARI YAYIMLANDI
21 Mart 2022, 22:20 -
KENT KÜLTÜRÜ NEDEN ÖNEMLİ?
21 Mart 2022, 22:19