Yerel yönetimlerde kaynakların doğru kullanımı ve hedeflenen yeni projelerin gerçekleşmesini sağlamak için yerelde yaşayan tüm halkın demokratik, katılımcı yönetim sürecine dahil edilmesi gerekir.
‘’Vatandaş katılımı ile vergi gelirleri arasında pozitif ilişki kurularak önemli destek alınmalıdır.’’
Katılımcı bütçe modelinin ilk kararını, yerele ait öncelikli projelerde hayata geçirmeliyiz.
Yerelin insan kaynağı ve sermaye gücü birleşerek kendi kendine yeten katılımcı yerel yönetim anlayışı ile her türlü zorluklar aşılabilir. Bu anlayış her türlü kazanımı beraberinde getirir. Bu kazanım yeni istihdam alanlarıyla birlikte toplumsal dayanışmayı ve kalkınmayı öne çıkartır.
Kamu karar alma sürecinde halkın katılımının arttırılması sonrasında, yerel vergi gelirleri tahsilâtının artacağı aşikardır. Kamu bütçelerinin vatandaşların öncelikli olarak belirttiği hizmetlere yönelmesi sonucunda daha erken ödeme yaparak ve memnuniyetini artacağını anladığı an vergi gelirlerini zamanında ödemenin yanı sıra toplumsal projelere bağış da yapabileceği unutulmamalıdır.
Kamu hizmetleri ile refahı ve konforu arttıkça yerelde yaşayan herkesin aidiyet duygusu artacak böylelikle yaşadığı kente sahip çıkması kaçınılmaz bir sonuç olacaktır.
Bununla birlikte, bu etkiler katılımcı şeffaf yönetim modelinin olgunlaşmasına sebep olacaktır.
İdari ve politik olarak bu model yerel yönetimlerde uygulandığı zaman ortaya mutlu bir kamuoyu oluşumu sağlanacaktır.
Bulgular, katılımcı yönetimin başarısı için ademi merkeziyetçiliğinde olmazsa olmazlarındandır.
Bu çalışma, harici toplumsal aktörlerin başarılı katılımcı deneyimlerini de yönetim sürecine katmak gerekir. Katılımcı eşitlikçi hizmet anlayışı ile birlikte yeniden ve yenilenecek olan tüm projeler için destek sağlayacak kişileri göreve çağırmak yerel yönetimin en önemli görevi olmalıdır.
Bu aynı zamanda vatandaşın yerel yönetimle kaynaşmasını sağlayacaktır. Bunun için kamu yararı doğrultusunda faydalı kişileri nasıl teşvik edebileceğimizi bilmeliyiz.
Ben yardım etmek istiyorum diyen herkesi hangi konuda yardım edeceğini öğrenerek çalışma arkadaşlarıyla buluşturarak ortak projeler üretmesini sağlamak ya da var olan projelerin uygulanmasını sağlamak üzere katkıda bulunmasını istemek yeni dönemin en önemli adımı olacaktır.
Vatandaş katılım günleri diye bir başlık atacak olursak katılımcılığa aykırı bir şey söylememiş oluruz.
Burada yerelde vatandaşa yaşadığı çevreye karşı sorumluluğunu hatırlatarak Kent ve Kent’te yaşayan her canlıya sahip çıkma bilincini aşılamış oluruz.
Biz buna toplumsal sorumluluk bilinci diyoruz.
Ya da e-yönetişimle açık proje gruplarının kurulması sağlanarak bir başlangıç yapılabilir.
Bu proje gruplarının kaynak kullanımları dahil var olan elamanların bilgi ve birikimlerinden faydalanmak gerekirse vatandaşın katacağı özel tüzel kurumsal yardımları da içine alarak yerelde öncelikle istenen ve uygulanacak olan tüm hizmetlerin belirlenmesi ile birlikte bağışçı yardım sever gibi insanların katkıları sağlanabilir.
Bu süreci yönetmek üzere katılımcı belediye yönetim anlayışı aşağıda belirlediğim adımları gerçekleştirmesi gerekiyor.
(a) Katılımcı yönetimde açık proje gruplarına hedef veya gündem belirlemek
(b) Katılımcı paydaşların hangi bilgi, birikim, donanım’ la bu projeye katılması gerekir ve daha nasıl bu katılımın güçlendirileceği ile ilgili yönetimin öncülüğü sağlanır.
(c) Kent yönetiminde özel ya da şahsi kurumsal yapıların etkin katılımı nasıl sağlanır?
(d) Projelerde bu katılımcıların bürokratik açıdan engellenmeden hizmet ve iş geliştirme tarafından rolü ne olmalıdır. Yetki ve etki alanları içinde sınırları da bu arada belirlenmiş olması gereklidir.
(e) Yerel katılımcı süreçleri içinde vatandaşın kazanımları ve deneyimleri ile birlikte katılımcı yönetimin sürdürülebilir olması için yerel yönetim erkinin neler sağlayacağı ve bu yönetim şeklinin daha geniş ağlara nasıl entegre edileceği üzerinde çalışmaların yapılması gerekir.
Örneğin mahalle parklarının yenilenmesi bakımı yeniden ihtiyaçların belirlenmesi yapılandırılması konularında ‘’ Kendi parkını yap’’ sloganı ile vatandaşın her türlü katkısı alınmalıdır. Bu maddi ya da emek olabilir. Burada katılımcı yönetimin ve buna bağlı olarak katılımcı bütçenin yapılandırılması önemlidir.
Vatandaş yönetimin katkısından sonra kendisinin yapacağı bağışın nerede kullanılacağını bilmesi ve kontrol etmesi gerekir. Bu yardımlar sadece maddi olmaya bilir.
Katılımcı Proje de vatandaş deneyimlerini emeğini nasıl nerde değerlendirileceğini bilerek zaman ayırması ve sonuç alması gerekir. Bu gibi konularda stratejinin ciddi çalışması gerekir.
Yıllardır söylenen ama gerçekleşmeyen kamu sektöründe katılımcı yönetim anlayışıyla bir reform gerekir.
Bende katkı sunmak istiyorum diyen herkesi insan kaynakları doğru yönetim analizinden geçirerek katılımcıları projelere konularında uzmanlaşmış alanlara dağıtarak herkesin katılım sürecinde katılması sağlanır.
Kültür, sanat, Ulaşım, Eğitim, sağlık Teknik Hizmetler Sosyal hizmetler
Kentin geleceği ile ilgili müzakereler kurulunun oluşması ve kent konseylerinin gerçekten çalıştırılması gerekir. Katılımcılık bir disiplindir. Bu disiplinde hesap verebilirlik çok önemlidir.
Kültür, kalkınmanın önemli bir boyutudur; Kalkınma çözümleri yerel olarak ilgili gelenek ve kurumlara göre uyarlanmalı ve bu faaliyetler yerel uzmanlıklardan ve bilgiden faydalanmalıdır. Dünya Bankası, insanların, onların kültürlerinin, toplumlarının, kuruluşlarının ve kurumlarının ekonomik kalkınmada dikkate alınmasını sağlamak ve bu tür bir kalkınmanın insanların, özellikle de fakir insanların yaşamlarını iyileştirmesini sağlamak için çalışır. Dünya bankasıyla ortak çokça projeler yapılması gerekir.
Maddi olmayan sermayemize (insan kaynağımıza) yatırımları arttırmalıyız.
Maddi olmayan çok değerli insan kaynağına yatırım yaparak geleceğimizi güven altına almalıyız.
Ahlakı hukuku emeği eşitliği saygıyı derinleşmeyi mukayese yapmayı kara propaganda algısı ile değil doğru bilgiyle dayanan algıyla yönetmeyi hedeflememiz gerekir. Ayrıca bu tutum ve davranışı toplumun hafızasına kazımalıyız.
Yitirilen değerleri yeniden insanlığa kazandırmalıyız. Hesap verilebilirliğin topluma karşı bir ödev olduğunu yaşatarak göstermeliyiz..
Karşılamayı, Verimli zaman kullanımını, hizmette kaliteyi artırmayı, çalışan bütün personele öğretmek zorundayız.
Yukarıda belirttiğim hususlar yeni dönemin yerel yönetim adımları olması dileğimle görevde bulunan tüm yerel yöneticilerimize başarılar dilerim.
Mimar /Harita ve kadastro mühendisi
Kent Kültürü ve Demokrasi Derneği